Bu yazıda “kırılganlık” (fragility) temasını Michel Serres’in çalışmaları ve feminist yeni materyalist perspektifler aracılığıyla irdelemeye çalışıyorum. Kırılganlık, bizi potansiyalite, güçsüzlük, hassaslık gibi kavramlarla ilgilenmeye teşvik ederken, insan ve insan olmayanın birbirini oluşturması ve dolanıklığının tanımlayıcı bir özelliği olarak da karşımıza çıkar. İnsan eyleyicinin (agent) kırılganlığı, eko-kırımcı (ecocidal) ve parazitsel eğilimlerinin eleştirisi, insan ile insan olmayan eyleyicilerin bağlantılılığı, Serres’in çalışmalarında ve feminist yeni materyalist üretimde belirgin uğraşlardır. İnsan ile insan olmayanın hassas bağlantıları her an dönüşümün ve yeniden yapılanmanın eşiğindedir ve Haraway’in “birlikte-yapmak” (making-with) dediği, süregiden bir ortak yaratım sürecinin parçalarıdır. Bu süreç, doğası gereği kırılgandır, hem ihtilafı hem uyumu kucaklar. Geçmiş ve geleceğin pratikleri ve anlatılarıyla sürekli olarak yeniden şekillendirilir.