İyi zamanlarda Bitcoin madenciliği gece gündüz süren bir iş.
Bangkok’un dışında bir yerleşim yeri olan Nonthaburi’de, bir tesisin binlerce makinesi gece-gündüz kripto-para avında. Dışarıdan sıradan bir fabrika gibi görünen bu tesisin devasa 16.000 metrakarelik alanında bir dizi makine loş ışık altında sessiz sakin iş görüyor.
Bitcoin’in dalgalı artışının arkasında ise bu paralara nasıl ulaşıldığının soğuk, biteviye gerçekliği yatıyor. Yazılımının tabiatı gereği, her bir Bitcoin işlemi çok fazla elektrik gerektiriyor ve iklim değişiminin ilerleyişini daha da kötüleştiren bir karbon ayak izi bırakıyor.
Burada yürütülen madenciliğin Güney-doğu Asya’nın en büyük operasyonu olduğu söyleniyor, peşine düştüğü ikramiye ise artık eskisinden çok daha kıymetli.
Bitcoin’in dalgalı artışının arkasında ise bu paralara ulaşmanın soğuk, biteviye gerçekliği yatıyor. Yazılımının tabiatı gereği, her bir Bitcoin işlemi çok fazla elektrik gerektiriyor ve iklim değişiminin ilerleyişini daha da kötüleştirecek oranda karbon ayak izi bırakıyor.
2017 yılında Bitcoin fiyatlarının ciddi ölçüde atağa kalktığı zaman olduğu gibi son zamanlarda yaşanan artış da yeni yeni ortaya çıkan yatırımcıların hızla voleyi vurmak için kripto para piyasalarına akın etmesine neden oldu. Tayland’dakiler için ZMINE gibi madencilik hizmetlerine yüzünü dönmek kripto oyununa girmenin yollarından biri, bu şekilde bilgisayar ekipmanlarını “çiftliğe” ödünç vererek ganimetten paylarına düşeni alıyorlar.
Geçen sene Mart ayında, bu dijital paranın fiyatı 5000 ABD dolarının biraz üzerine çıktı. Dokuz ay sonra 8 Ocak’ta ise 40.000 ABD dolarının üzerine çıkarak zirve yaptı. Bu oldukça spekülatif piyasada yaşanan en son yükselişti.
ZMINE gibi yıllardır kar peşinde koşan maden çiftlikleri için, son birkaç haftada yaşananlar, yükseliş döneminin memnuniyetle dönüşüne işaret ediyordu.
“Zor günler geçirdik, değmediği için maden çiftliğini kapatmamız gereken zamanlar oldu. Son altı aydır, yeniden işlemeye başladık. Tamamen kapanmamıştık zaten, elektrik masrafı yüzünden tesisi sadece gece çalıştırabiliyorduk,” diyor ZMINE CEO’su Kasampat Vithanwattana.
“Kötü bir dönem geçirdik ama o zamanlar geride kaldı,” diye ekliyor.
Nispeten anonim olma, gizlilik ve hükümet müdahalesinden özgür olma gibi fırsatlar sunsa da Bitcoin hala arkasında ağır bir iz bırakıyor.
Küresel kripto para analistleri, tek bir işlemin, ABD’de bir haneyi bir ay veya bir YouTube izleyicisini beş veya altı ay idare edecek kadar elektrik harcadığını tahmin ediyor. Tek bir Bitcoin hizmeti, 650.000’den fazla Visa işlemi seviyesinde elektrik kullanıyor. ZMINE’ın boyutları bile muazzam miktarda elektrik harcadığını gösteriyor.
Madencilik bu konuda özelleşmiş bilgisayarla karmaşık algoritmaları çözmeyi gerektiriyor. Kendi donanımını kullanan madenciler, finansal işlemleri doğrulayarak ve kaydederek Bitcoin blockchain platformuna ekleniyor. Ne kadar çok makine çalışırsa o kadar çok ödül kazanıyorlar, bu ödüller yeni paraların çözülmesi oluyor. Ancak bu matematik hesaplar tasarımları gereği giderek zorlaşıyor ve giderek daha güçlü bilgisayarlar gerektiriyor.
Küresel kripto para analistleri, tek bir işlemin, ABD’de bir haneyi bir ay veya bir YouTube izleyicisini beş veya altı ay idare edecek kadar elektrik harcadığını tahmin ediyor. Tek bir Bitcoin hizmeti, 650.000’den fazla Visa işlemi seviyesinde elektrik kullanıyor. ZMINE’ın boyutları bile muazzam miktarda elektrik harcadığını gösteriyor.
Ancak bu kadar enerji harcamanın iklime etkileri var ve bu giderek daha da acil bir küresel sorun olmaya başladı. Bitcoin madenciliği için kullanılan elektriğin tamamı da eşit şekilde üretilmiyor.
Ciddi Miktarda Enerji
Uzmanlar, Bitcoin madenciliğinin kullandığı elektriğin büyük bir kısmının fosil yakıtlardan geldiğini gösterdi. Bu etkinlik en çok Çin’de yaygın; ucuz ve istikrarlı enerji kaynağı sağlayabilen ülkelerde giderek artış gösteriyor. Bu yüzden İran ve Kazakistan popüler alanlar arasında.
“Dijital trendlerin istenmeyen sonuçlarını teşhir etme amacı taşıyan” Digiconomist’in kurucusu finansal iktisatçı Alex de Vries, Bitcoin’e kömürün yakıt olduğuna dair ziyadesiyle kanıt olduğunu öne sürüyor.
“Bitcoin fiyatının hareketi genelde enerjinin hareketinden çok daha hızlıdır ama bu demek değil ki enerji fiyatı yakalamayacak. Rakamlar bu şekilde artmayı sürdürürse, muhtemelen bu sene içinde, söz konusu ağ dünyadaki bütün veri merkezlerinden (interneti, bulut hizmetlerini, finans sistemlerini, her şeyi yürüten sistemler) daha çok elektrik tüketecek. Bu çok ciddi bir enerji miktarı olmaya başlıyor.”
Ona göre, Bitcoin çoktan muhtemelen küresel enerjinin yüzde biri kadarını tüketiyor, paranın fiyatıyla birlikte bu rakam da artmaya devam edebilir.
“Bu madencilerin kazandığı parayla, söz konusu ağın İsveç boyutlarında bir ülkenin harcadığı elektriğe denk enerji tüketebilecek oranda büyüyebileceğini görebilirsiniz, bu da Bitcoin endeksime göre sektörün şu andaki boyutlarının neredeyse iki katı,” diyor.
“Bitcoin fiyatının hareketi genelde enerjinin hareketinden çok daha hızlıdır ama bu demek değil ki enerji fiyatı yakalamayacak. Rakamlar bu şekilde artmayı sürdürürse, muhtemelen bu sene içinde, söz konusu ağ dünyadaki bütün veri merkezlerinden (interneti, bulut hizmetlerini, finans sistemlerini, her şeyi yürüten sistemler) daha çok elektrik tüketecek. Bu çok ciddi bir enerji miktarı olmaya başlıyor.”
Kirli enerji
Tayland’da, Güney Asya’nın çoğunda olduğu gibi, elektriğin çoğu kömürle çalışan tesisler ve doğal gaz gibi kirli kaynaklardan elde ediliyor. Temiz yenilenebilir enerji doğal olarak kripto madenciliğin olumsuz etkisini azaltacaktır.
Rapora göre, sadece Bitcoin, 2033 gibi yakın bir tarihe kadar küresel sıcaklığı iki derece artıracak kadar emisyon üretebilir.
“Bazı yerlerde elektrik kullanımının çok olumsuz sonucu yok. Ancak elektriğin çoğunun karbondan elde edildiği Çin gibi bir yerden bahsediyorsanız, bu durumda elektrik kullanımının etkisi aynı olmayacaktır,” diyor Manoa Hawaii Üniversitesi’nde coğrafya profesörü olan Camilo Mora.
2018 yılında Mora’nın yazarları arasında bulunduğu bir rapor, Bitcoin’in ilk yükselişinin ardından, kripto madenciliğe yakıt olan teknolojinin hızla piyasalara entegre edilmesinin hoş olmayan sonuçlarını gösteriyor. Rapora göre, sadece Bitcoin, 2033 gibi yakın bir tarihe kadar küresel sıcaklığı iki derece artıracak kadar emisyon üretebilir.
Ancak Bitcoin’in cazibesinin yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmak yerine fosil yakıt üretiminin daha da uzun süre devam etmesine yardımcı olacağını gösteren örnekler var. ABD’de bir doğal gaz üretim tesisi, ürettiği elektriği halka satmak yerine devasa ölçeklerde Bitcoin madenciliği gerçekleştiriyor. Şu anda tesis sadece talebin zirve yaptığı dönemlerde hizmet veriyor.
Bu arada Sibirya’da, dünyanın en büyük gaz üreticilerinden biri, elektrik ücretini düşürmek ve kripto operasyonlarının masraflarını azaltmak için petrol çıkarma alanlarının hemen yanına kripto madencilik merkezleri kuruyor. “Normal koşullar altında, bu jeneratörler rekabet yüzünden iş yapamıyordu, bunda bir sıkıntı yok diye düşünebiliriz. Ürettikleri elektriği uygun fiyata satmakta zorlanan bu elektrik şirketleri artık Bitcoin madenciliği yapıyor,” diyor Mora.
Tayland’da yerel kripto para ekosistemine dair bölgenin geri kalanına nazaran daha ileri düzeyde yasal çerçeveler olsa da pek çok ülke gibi orada da madencilik merkezleri düzenlemelere tabi değil.
“Bu muazzam enerji israfına çözüm bulmak zor olacak,” diyor de Vries. “Küresel olarak artık bu tesislere izin vermemeye karar verebiliriz ama bunu tek bir ülkenin yapması halinde madenciler ülke değiştirmekle yetinecektir. Dışarıdan bakıldığında yapılacak en iyi şey bitcoin fiyatlarının yükselmemesini sağlamaktır. Fiyatlar ne kadar artarsa, o kadar fazla sayıda madenci para kazanacak ve kaynakları tüketmeye para yatıracaktır. Bu kadar basit.”
Bütün kripto paralar aynı şekilde çalışmıyor. Popüler başka bir kripto para olan Bitcoin’in rakibi Ethereum, yazılımını tamamen madencilikten ayırmayı düşünüyor. Ancak bu platformlar kolayca kurulmuyor. “Yazılımın tamamı aşırı enerji harcayan madencilikten ibaret değil. Topluluk bunu değiştirmeye karar verebilir. Ancak şu anda bu pek muhtemel değil,” diyor de Vries.
CNA’ya yayımlanan yazıyı kısaltarak Öznur Karakaş çevirmiştir.
Ana Görsel: Dünyanın en büyük kripto para maden çiftliklerinden biri olan Genesis Farming, İzlanda.