Site icon Terrabayt

350’den Fazla Tür Habitatlarının Yarısından Çoğunu Kaybedebilir

Normal scene in the Amazon


Dünyada giderek artan gıda talebini karşılamak üzere topraklar tarıma tahsis ediliyor. Mevcut yeme alışkanlıklarımızı sürdürmemiz halinde, kara hayvanlarının neredeyse yüzde 90’ı, 2050 yılına kadar doğal yaşam alanlarının bir kısmını kaybedebilir. Toprakların tarıma tahsis edilmesi dünya çapında pek çok türün yaşamını tehdit ediyor. Mevcut tahminlere göre, önümüzdeki 30 yıl boyunca gıda talebini karşılamak için 2 ila 10 milyon kilometre kare yeni toprağa ihtiyacımız olacak.

Leeds Üniversitesi’nden David Williams ve meslektaşları, mevcut gidişata dayalı bir model geliştirerek artan tarımın, karada yaşayan neredeyse 20.000 memelinin, amfibik hayvanın ve kuşun doğal yaşam alanlarını nasıl etkilediğini gösterdi. Başka bir araştırmada dünyada primatların çoğunluğunun yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu görülmüştü.

Williams ve ekibi, bu modelde 2050 yılına kadar 17.000’den fazla türün doğal yaşam alanlarının bir kısmını yitireceğini gösterdi. 1250’den fazla türün yaşam alanlarının yüzde 25’ini, en az 350 türün ise yaşam alanlarının yarısından fazlasını kaybedeceği öngörülüyor.

Sahra-altı Afrika ülkeleri ve Brezilya’da Atlantik yağmur ormanı bundan en çok etkilenen bölgeler ama her kıtada kayıplar yaşanacak.

“Önümüzdeki on yıllarda muazzam miktarda gıda üretmemiz gerekiyor. Nüfus ve insanların refah oranı arttıkça, çevresel masrafları yüksek olan bilhassa et ve süt ürünleri gibi gıdaların tüketimi de artıyor. Yiyecek inek elde etmek için o ineği epey kaloriyle beslemeniz gerek,” diyor Williams. Bu yüzden sırf büyük baş hayvan yetiştirmek için ciddi oranda toprağın tarıma açılması gerekecek.

Araştırmacılar bu modelde alternatif gelecek senaryolarını da test ettiler. Buna göre aslında bu habitat kaybı neredeyse tamamen önlenebilir. Bunun için sadece yeme alışkanlıklarını değiştirmemiz gerek.

Bilhassa ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde atık gıdayı azaltmak ve daha bitki temelli bir diyete geçiş yapmak bu habitat kaybını engelleyebilir. Araştırmanın yazarlarından Oxford Üniversitesi’nden Michael Clark’a göre tarımı biyo-çeşitliliğin tehdit altında olduğu ülkelerden çekebilir, gıda üretimine daha az tolerans gösteren türleri bu şekilde koruyabiliriz.

Cambridge Üniversitesi’nden Andrew Balmford’a göre, diyetimizi değiştirmek ve yenmeden atılan gıda miktarını azaltmak biyo-çeşitliliği desteklediği gibi iklim değişimiyle mücadele etmemize de yardımcı olacaktır.


 

 

Exit mobile version