Site icon Terrabayt

Samimiyetini Ortaya Koyan Müzisyen: Erkin Arslan

Geçtiğimiz günlerde henüz yeni sayılabilecek bir klibe denk geldim ve şarkının bestecisi Erkin Arslan’ı bu sayede keşfettim.

Müziğe nasıl başladınız?

Ne kadar geriye gideyim? (Gülüyor.) 19 yaşında profesyonel anlamda piyanist olarak sahne almaya başladım. Sibel Tüzün ve Göksel’e uzun yıllar eşlik ettim. Eş zamanlı olarak da Sarp Özdemiroğlu ile beraber aranjeler yaptık. Sezen Aksu’nun prodüksiyonunu üstlendiği Göksel’in bir şarkısının aranjesini yaptım. O sırada Şehrazat’la tanıştım ve kendimi aranje yaparken buldum. Emre Altuğ, Özcan Deniz, Levent Yüksel gibi birçok sanatçı arkadaşımın projelerinde aranje çalışmalarım devam etti. Şu an kendi şarkılarımın söz, beste ve aranje çalışmalarının yanı sıra Jingle House’da film ve reklam müzikleri yapıyorum.

Peki şarkı söylemeye nasıl başladınız?

Planlı bir durum değildi aslında. Bundan iki yıl önce bir şarkı kaleme aldım ve bu şarkı en iyi kime olur, kim söylese güzel olur diye düşünürken kimseyi bulamadım ve kendim yorumlamaya karar verdim. Kendi söylediğim ilk şarkım ile beraber de solo kariyerimi başlatmış oldum. Zamanla ‘’Hadi, bir şarkı daha yapayım!’’ diye yola devam ettim ve bir baktım ki iki buçuk senede 9 adet solo şarkım olmuş. (Gülüyor.) Son teklim Yarım Kalan şarkısının aranjesinde Sarp Özdemiroğlu ile çalıştım. Bu şarkı dışındaki tüm şarkılarımın söz, müzik ve aranje çalışmalarını kendim yaptım.

Yarım Kalan’ın klibi çok etkileyici. Engellilere çalışma fikri nasıl oluştu?

Hem şarkının hem de klibin enteresan bir hikayesi var aslında. Bir sabah uyandım ve şarkı birden aklıma geldi. Çok kısa sürede şarkıyı yazıp, besteledim ve aranjesini yaparak Sarp’a mix için gönderdim. Sarp ise 3 gün sonra bambaşka bir aranje ile şarkıyı yolladı ve dinlediğim zaman hem çok sevdim hem de çok şaşırdım. Bu şarkıyı hemen dinleyicilerle paylaşmam gerektiğini düşünerek klip çalışması için Olgu Baran’ı aradım fakat klipte farklı bir noktaya dokunmak istiyordum. Sizlerin de dikkatini çekmiştir; televizyon programlarında veya görüntülü yayın yapan mecralarda ekranın alt köşesinde işitme engelliler için küçük bir köşe ayrılır. 

Ben bu klibimde insanlara empati kurdurmak amacıyla dünyanın tam tersine döndüğünü bir an olsun düşünmelerini sağlamak istedim. Tam ekran işitme engelliler için olursa ve biz klibi küçük bir ekrandan izlersek her şey nasıl olurdu ve kendimizi nasıl hissederiz diye meraktan yola çıkarak ekranın geniş kısmını onlara ayırmak istedim. Bu çalışmayı sadece işitme engelliler için yaptığımı söyleyemem. Aslında asıl amacım; engeli olmayan ama engellilere sunulan kolaylık ve avantajları kendi lehine kullanan saygısız insanlara farkındalık yaratmaktı. AVM’ye gidince engelli yerine arabasını park eden ya da metro çıkışında engelli asansörünü kullanan insanlar keşke klibi izleseler ve üzerine biraz empati yaparak düşünseler diye çektim bu klibi. Biraz araştırma da yaptım ve bu formatta bir klibe rastlamadım. Umarım amacına ulaşır ve bir nebze de olsa farkındalık yaratabilir.

Klibi Olgu Baran çekmiş. İlk çalışmanız mı birlikte?

Olgu benim çok sevdiğim yakın bir arkadaşım. Kendi solo kariyerime ait son teklim Yarım Kalan şarkımın klibi için bir araya geldik. Bir yönetmenin onca emek harcayıp klibi bitirdikten sonra, o klibi ekranın ufak bir köşesine yerleştirmeyi kabul etmesi çok önemli bir duruştur. Bu duruşu ve emekleri için Olgu’ya ayrıca çok teşekkür ediyorum.

Nasıl geri dönüşler aldınız?

Hem şarkı hem de klibimizle ilgili çok güzel yorumlar alıyoruz. Sanatın bu tarz farkındalık yaratmak adına nasıl kullanılabileceğine, iyi bir niyete hizmet etmek konusunda ise çok fazla övgü alıyoruz. Uzun emekler sonucunda yaptığımız işin bu denli kıymetli yorumlar alması tabii ki beni çok mutlu ediyor ve doğru yolda olduğumu hatırlatarak motive ediyor.  Bir insanın bile durup aslında tam olarak burada ne yapmaya çalıştığımızı anlaması bile benim için yeterli.

Neden bu şarkı peki?

Şarkıları yazıp besteledikten sonra çok fazla bekletmeyi sevmiyorum. Sürekli üretiyorum ve ürettikçe de bir an evvel dinleyici ile buluşturmak istiyorum. Bu sayede aslında yaşadığım duyguları eş zamanlı olarak paylaşmış oluyorum. Bu, dinleyicilerimle samimi bir iletişim kurmam açısından çok önemli. Yarım Kalan şarkısının ismi biraz manidar: belki de yarım kalan bizizdir, onlar tamdır!

Film müzikleri de besteliyorsunuz…

Evet, bu zamana kadar çok fazla dizi ve film müzikleri yaptım. Tabii ki tek başına olmuyor hiçbir şey. Dizi ve film müzikleri için Jingle House ile birlikte çalışıyorum. Birçok film ve dizinin müziklerini yaptım. Uzun yıllardır Cem Yılmaz ile birlikte çalışıyoruz. Karakomik Filmler 2 filminin final sahnesi için yaptığım Rompo Happa şarkısı çok sevildi ve inanılmaz güzel dönüşler aldı. Cem Hoca da klip çekelim bu şarkıya dedi. Hem Cem abinin hem de Özkan Uğur’un olduğu, filmden de karelerin olduğu çok güzel bir klip çektik. Bu projenin bende yeri o yüzden çok ayrıdır.

İyi bir film izleyicisi misiniz?

Fanatik bir seyirci sayılmasam da film izlemeyi çok seviyorum ve vakit buldukça da takip etmeye çalışıyorum. İyi bir sinema zevkim olduğunu düşünüyorum.

Kendi şarkınızı yazmakla bir filme beste yapmak arasında nasıl bir çalışma farkı var?

Bir film için beste yaparken bazı kalıplar içerisinde bir çalışma söz konusu oluyor. Tabii ki yine kendi duygularınızı ve o sahnenin size hissettirdiklerini bestede işliyorsunuz fakat filmin duruşuna uygun bir sound yakalamak öncelikli oluyor. Ayrıca bir film müziğinde filmin bütününe hakim olan yönetmen olduğu için burada söz sahibi de o oluyor doğal olarak. Yine de her zaman ortak bir noktada buluşup, bazen yönetmenin isteğine, bazen de besteci olarak benim isteğime göre şarkıyı şekillendirdiğimiz oluyor. Kendi şarkınızı yazarken ise hiçbir kalıba bağlı olmaksızın özgürsünüz. O an içinizden ne geliyorsa ve hangi ruh halinde iseniz bunun kelimelere ve notalara dökülmüş hali çıkıyor içinizden.  

Ülkemizde besteci olarak çalışmak nasıl?

Hala tam olarak istenilen noktada ve değerde olmadığını düşünsem de dünya standartlarını yakalamak adına çok çaba sarf edildiğini söyleyebilirim. Bu sadece müzisyenin kendi başına yapabileceği bir şey değil tabii ki. Bestecilerin, ülke sınırlarını aşarak başarılara imza atmaları için politik ve ekonomik desteğin sağlanmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Son zamanlarda özellikle pandeminin yaşattığı ekonomik kriz nedeniyle çok fazla müzisyen intihar etti, biliyorsunuz. Çok üzücü durumlar yaşanıyor ve bu sadece müzisyenlerin bir olarak altından kalkabileceği bir durum değil.  

Neler yapılabilir sizce?

Çok basit düşünmek gerekirse; hepimiz vergi ödüyoruz. Bu vergilerin bir kısmı ödenek olarak ayrılıp, ihtiyacı olan insanlara ulaştırılabilir ve asgari de olsa ihtiyaçları karşılanabilir.

Gelecek projeleriniz neler?

Şu an yeni bir eser üzerinde çalışıyorum. Sevgili gitaristim Cenk Erdoğan ile birlikte enstrümantal bir single düşünüyoruz. İleride de bir tane sürpriz bir düet çalışması olabilir.

Farklı dilde de şarkılar var mı?

Daha önce Fide ile birlikte Yunanca versiyonunu da yaptığımız Kalp isimli bir şarkı çalışmam mevcut. Bunun haricinde Yunanca öğreniyorum. Belki ileride Türkçe dışında farklı dillerle de çalışmalarım olur.

Çok teşekkür ederiz.

Ben teşekkür ederim.

Exit mobile version