37 yıl sonra Blade Runner günümüzü ne kadar tahmin edebildi ya da ne kadar ıskaladı?
Ridley Scott’un yönettiği Blade Runner (1982) 2019 yılında geçiyordu. Film Amerikalı bilimkurgu yazarı Philip K. Dick’in yazdığı Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? romanını epey serbest yorumuyla temel alır.
Unutmamalıyız ki bilimkurgular kendi zamanına konuşur. 1982 yapımı Blade Runner bilimkurgu sineması için son derece kurucu filmlerden biri oldu. 2019 yılı itibarı ile geleceği değil geçmişi anlattığını söyleyebiliriz.
Filmde, 2019’un Kasım ayında Rick Deckard (Harrison Ford) avcı (blade runner) adı verilen bir polisi takip eder. Bu polis biyo-mühendislikle üretilmiş dünya dışı kolonilerden yaşam sürelerini uzatmak için gelen Nexus-6 modeli kopyaları (replicants) ortadan kaldırmakla (emekliye ayırmak) görevlendirilir. Android olarak da bilinirler, romanda ve filmde Tyler Şirketi tarafından Nexus 6 modelleri duygudaşlık kurma konusunda öylesine iyilerdir ki insanlardan ayırt edilemezler.
Peki çekildikten 37 yıl sonra Blade Runner günümüzü ne kadar tahmin edebildi ya da ne kadar ıskaladı?
Robotlar Duygudaşlık Düşler mi?
Günümüzde insansı robotların en ünlüsü olan Hanson Robotics tarafından üretilmiş Sophia duygudaşlıktan epey uzak görünüyor. Dış görünüşünden hali hazırda bir üretim olduğunu anlayabiliyoruz, buna ek olarak söyleşileri ve konuşma tarzı insanı yabancılaştıran bir etkiye sahip. Oysa Blade Runner’ın ve Dick’in kopyaları (replicant) insandan ayırt edilemezler.
Dünya Dışı Koloniler
4 Nexus-6 modeli kopya, dünya dışı koloniden gelmişti. Bugün dünya dışı kolonilerimiz yok. Ay’a en son 1972 yılında ayak basıldı. O zamandan beri Ay’a ya da Mars’a indirilen pek çok araç olsa da, buralara insanlı gidilebilmiş değil. Dolayısıyla koloni kurmaktan oldukça uzak görünüyoruz. NASA, Ay’a astronot gönderme görevini 2024 yılında yapmayı planlıyor. Mars’a ise ancak 2033’ten sonra gidilmesi mümkün görünüyor.
Uçan Araçlar
Günümüzde dronelar (insansız hava araçlarının) elbette kullanılıyor, ancak uçan araba diye bir şey yok. Uçan araçlar, arabalar, taksiler filmlerde mevcut sadece. Uber 2020’de uçan taksilerinin test uçuşlarına, 2023’te ise ticari uçuşlarına başlayacağını söylüyor.
Reklamlar ve Şehir
Los Angeles, neon ışıkları, devasa reklamların sergilendiği parlak ekranları, kasvetli havası, aşırı yoğunlaşmış nüfusuyla karşımıza çıkar. Blade Runner’ın ait olduğu siberpunk türünün genelde Japon şehirlerini model aldığı bilinir. Yeni fotoğrafların ortaya çıkmasıyla, Blade Runner’dan önceki 1970’lerin Tokyo’sunun bile filmin görsel atmosferine oldukça yakın olduğu görüldü. 2013 Pekin’inde hava kirliliği dolayısıyla filme benzer bir görüntü yakalanmıştı. Blade Runner’ın Los Angeles’ı reklamlarla, hareketli imgelerle boğulmuş olma da (Bugün bu geleneğin takipçisi Değiştirilmiş Karbon gibi) kişiselleştirilmiş reklam dünyasını ıskalamıştır.
Akıllı Evler
Rick Deckard’ın eve döndüğünde kimliğini sesiyle tanıyan bir sistem sayesinde asansöre bindiğini görürüz. Deckard sesle komuta ettiği görsel asistan ile kopyaları araştırır. Kullandığı sistem bize oldukça eski görünse de sesle komutların kullanımı doğru bir şekilde tahmin edilmiştir. Bugün ses ile komuta ettiğimiz dijital sistemler çevremizi sarmış durumda. Apple’ın Siri’si, Amazon’un Alexa’sı ve Google Asistan bunlardan bazıları.
Unutmamalıyız ki bilimkurgular kendi zamanına konuşur. 1982 yapımı Blade Runner bilimkurgu sineması için son derece kurucu filmlerden biri oldu. 2019 yılı itibarı ile geleceği değil geçmişi anlattığını söyleyebiliriz. Blade Runner filmi kendinden sonraki pek çok bilimkurgu tahayyülünü belirlemiştir: şehir mimarisi, renkler, göçmenlerin yükselişi (yükselen Asya’yı kim inkar edebilir?) ve korkutucu bir iklim ile distopik bir dünyanın özelliklerini çizmiştir. Yapay zeka, otomasyon ya da uçan arabalar konusunda ilerlemelerin kaydedileceği açık. Ama iklim krizinin ve mevcut eşitsizliğin durdurulması lazım. Aksi halde Blade Runner’ın haklı çıkmasından pişman olacağız.