Site icon Terrabayt

Facebook Artık Meta ve Bütün Yaşantınızı Paraya Çevirmek İstiyor

Giriyorsunuz, patronunuzun şakalarını duymak üzere sanal bir barda buluyorsunuz kendinizi. Bu arada meta-evren’in ilk emlak şirketi sanal Londra’da aşırı pahalı fiyatlara mülk satıyor ve video oyuncuları mübadele edilemeyen jetonların peşine düşmüş durumda. Zucker-evren’e, kimsenin talep etmediği ama kısa bir süre içinde belki de hepimizin epey zaman harcayacağı yere hoş geldiniz.

Perşembe günü, metaevren [metaverse] denilen şeye geçiş yapma projesinin bir parçası olarak Facebook adını Meta olarak değiştirdi. Metaevren kısmen sanal gerçeklik başlıkları (VR) ve arttırılmış gerçekliğe erişim sunan aletler (AR) sayesinde girilen birbirine bağlı deneyimler ağına verilen isim. Zuckerberg’in ifadesiyle “metaevreni bedenizle dahil olduğunuz bir internet gibi düşünebilirsiniz, içeriği görüntülemekle yetinmek yerine onun içerisindesiniz.” Bunun en aşina olduğumuz örnekleri sanal gerçeklik gözlükleriyle yapılan sanal ofis toplantıları, giderek uzamı artan online bir evrende oyunlar oynamak ve artırılmış gerçeklik sayesinde gerçek dünyanın üzerinde dijital bir katmana erişmek.

Facebook, Instagram, WhatsApp ve sanal gerçeklik şirketi Oculus’un sahibi olan ve artık Meta adıyla bilinen holding, yaşantımızın her vasfını paraya çevirerek işimizin, yaşamımızın ve boş zamanımızın kendi altyapısında gerçekleşeceği birbirine bağlı bir dünya yaratmayı planlıyor. Şimdilik bu hala bir fantezi. Ancak dünyanın en güçlü erkeklerinden birinin fantezisi, ve tam da bu yüzden üzerinde durmaya değer.



Risk sermayedarı Matthew Ball, epey ilgi çeken bir yazısında “Metaevren gerçek anlamda imparatorluklara yatırım yapılan ve bu imparatorlukların bizzat inşa edildiği bir yer olacak, bu sermayesi bol işler müşteri sahibi olabilecek, yazılım programlama birimlerini/veriyi, ekonomik birimleri vs. kontrol edebilecek,” diyor. Kulağa bütün bunlar biraz ürkütücü geliyor . . .

Meta, etrafında bir cazibe merkezi yaratarak, başkalarını da bu projeyi geliştirmeye teşvik etme umudunda. Bu durum, bir postane ve dükkân dikip adına şehir demeye benziyor biraz. Projeye yeterince şirketin katılması umut ediliyor, ki yakında hepimiz bu uygulamayı istesek de istemesek de kullanalım.

Herkese Başlık Setleri

Metaevren blöf değil. Bunun, şirketin dikkatimizi tekrar tekrar yaşadığı krizlerden uzaklaştırmak için uydurulmuş bir numara olduğunu düşünmek doğru olmaz. Ne de Philip Morris’in 2003’te Altria Grubu adı altında imajını yenilemesine benzer şekilde şirkete yeni bir imaj yaratmak için yapılan bir marka tazeleme operasyonu.

Zuckerberg’in şirketi sanal gerçeklik donanımına ciddi yatırım yapıyor ve başlık (headset) piyasasına hakim olmak istiyor. Kendi başlık setlerinin ve artırılmış gerçeklik gözlüklerinin bir gün akıllı telefonlar gibi yaygınlaşacağına inanıyor. Şirketin şimdiden 300 dolara altı milyon sanal gerçeklik başlık seti sattığı tahmin ediliyor, ki bu toplamda neredeyse 2 milyar dolarlık bir kazanç demek. Ancak işin bu dalı bile henüz yeterince para kazandırmıyor; sanal gerçeklik aletleri üzerine çalışan az çok on bin kişi olduğu düşünüldüğünde, şirketin işletme maliyetinin 5.4 milyar ila 6.4 milyar olduğu kaydedildi.

Bütün bu girişimin çökme riski de oldukça gerçekçi. Tüketiciler sanal gerçeklik teknolojisini hızla benimsemiyor, belki de birkaç yıl içerisinde Zuckerberg, Facebook iletişim müdürü Nick Clegg ve sosyal medya devinin COO’su Sheryl Sandberg kendilerinden başka kimsenin olmadığı bir metaevrende toplantı düzenliyor olacak. Ancak Goldman Sachs, sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik endüstrisinin, %40 ila %80 yıllık kümülatif büyüme oranıyla 2025’e kadar yılda 80 milyar değere ulaşabileceğini öngördü. Bu tahminlere bakılırsa, metaevren en azından Meta’nın daha fazla gözlük kapmasını sağlamak için yürütülen anlamsız bir PR olarak kalmayacak.

Yaşamınız Bir Hizmet

Dijital platformlar işimizin, sosyal yaşamımızın ve eğlencenin giderek paraya tahvil edilmeye hazır dijital bağlamlarda yaşandığı bir ortam yaratıyor. Metaevrenin asıl fikri, insan yaşamının temellük edilme ufkunu, yaşantımızın bütün vasıflarını kapsayacak şekilde genişletmek. Meta sadece küresel bir sosyal ağ değil, gündelik yaşamın dijital altyapısı haline gelmek istiyor.

2005 yılında, Zuckerberg Facebook’u “insanları arayıp onlar hakkında bilgi sahibi olunabilecek online bir rehber” olarak tanımlamıştı. Facebook esasen bilgi amaçlı bakılabilecek insan veri tabanıydı. Ancak şirketin güya şeffaflık odaklı toplumsal bir misyonu da vardı: Zuckerberg “enformasyona daha da fazla erişim sahibi olunması ve artan paylaşım kaçınılmaz olarak büyük-dünya şeylerini değiştirecek” diyordu.

Sonraki yıllarda Facebook artık dijital bir araç değil insanların birbiriyle bağlantı kurmalarını, deneyim paylaşmalarını ve bir araya gelmelerini sağlayan dijital bir alet olarak sunuldu. 2016 yılında yaşanan siyasi değişimlerin ardından Zuckerberg, Facebook’un dünya-tarihsel bir sürecin küresel ölçekte iletişim altyapısını sunduğunu söyleyerek platformun çığır açtığını söylemeye başladı: “Zamanımızın mücadelesi budur işte. Özgürlük, açıklık ve küresel topluluk kuvvetleri otoriterliğe, yalıtılmışlığa ve ulusalcılığa karşı.”

22 Haziran 2017’de ilk Facebook Toplulukları Zirvesi’nde Zuckerberg Facebook’un misyonunda bir değişim yapılacağını ilan etti: buna, insanları birbirine bağlamak yerine küresel bir topluluk inşa etmek denecekti. Metaevreni bu eksene yerleştirmesi aslında bu projenin mantıksal olarak bir sonraki adımına işaret ediyordu. Daha o zaman Zuckerberg Facebook grupları vasıtasıyla 21. yüzyılda topluluk yaşamının dijital altyapısını sunmaktan bahsediyordu. Meta bu defa bir sonraki neslin bedenli internetinin altyapısına sahip olarak rakiplerinin önüne geçmek istiyor.

Meta’nın nihai amacı artık kullandığınız bir hizmet değil içinde yaşadığınız bir altyapı haline gelmek.

Meta Dünya-Kurma İşine Girdi

Su balık için ne ifade ediyorsa Meta da bütün yaşantımıza nüfus eden algılanamaz bir ortam olmak istiyor. Artık tercihiniz değil tercihlerin size sunulduğu mekânın ta kendisi olacak. Diğer bir tabirle, bu olayın promosyonunu yapan şirket değil de gerçekleştirildiği stadyum. Meta’nın, her biri sistemin her noktasında parmağını kıpırdatmadan kar elde edebilen hibrit bir dünyaya tastamam entegre olmuş birbirine bağlı ürünlerden ve hizmetlerden ibaret müreffeh bir ekosistemin başındaki holding olması amaçlanıyor.

Oyun oynayabilir, içerik indirebilir, hizmetlere üye olabilirsiniz; bunların hepsi hesabınızdan otomatik olarak düşülür. Bankacılık ve yatırım ürünleri de metaevren dünyasına entegre olacaktır, dolayısıyla maaşınızın bir kısmı otomatik olarak bu dünyanın para birimine aktarılacaktır.

Bu dünyadan parçalar koparmak üzere pek çok şirket rekabete girecektir ancak dikey ve yatay tekeller kurma yönünde daha güçlü bir teşvik olacaktır. Şirketler karşılıklı işletilebilen hizmetlere engeller koyacaktır, müşteriler için bu durumda her şeyin aktarılabilir ve birbirine bağlı olduğu duvarlarla çevrili bir bahçede kalmak daha münasip olacaktır.

Platformların işlemleri kolaylaştıran nötr aracılar olduğu fikri her daim bizleri yanlış yönlendirmiştir. Ancak şu anda bu iddia bile geçmişe gömülecek, zira metaevren şirketleri sanal dünyaların mimarisinde daha aktif bir rol oynayacaklar. Günümüz dijital platformları bile onlarca yıllık sosyal psikoloji araştırmaları vasıtasıyla geliştirilmiş karmaşık toplumsal ve ekonomik ortamlardır. Ancak bu yeni dünyalarda kuralları teknoloji baronları koyacak ve kullanıcıları şirkete kar getiren davranışlara teşvik etmek için devasa sistemler yaratacaklar.

Metaevren Kapitalizmi

Dijital kapitalizmde en çok kar edenler esasen reklam şirketleriydi. Apple, sadece yüksek donanımlı ürünler satarak kendini kurtardı. Ancak Google ve Facebook’un gözetim kapitalizmi iş modeli verileri karşılığında insanlara bedava hizmetler sunma yoluna gitti, bu veriler akabinde analiz edilerek satılacaktı.

Metaevren kapitalizmi, büyük teknoloji şirketlerinin daha çok donanım ve altyapıya yüzünü dönmesine neden olacak, zira başka hizmetlerin sunulabileceği çerçeveye sahip olmak daha değerli oluyor. Mevzu sadece veri toplamak değil, söz konusu olan sunuculara ve dijital dünyalara sahip olmak. Big Tech’in veri iletim masraflarını azaltmak için şimdiden denizin altından geçen kablolara ve veri merkezlerine ciddi yatırımlar yaptığını görüyoruz. Alphabet ve Amazon altyapıya ve diğer sabit değerli varlıklara aşağı yukarı 100 milyar dolar yatırım yapıyor. Nike ve taşeron kullanan diğer büyük şirketlerin izinde lean iş modellerine sahip teknoloji şirketleri fikrinin modası geçiyor.

İkinci mühim değişim de gelir kaynaklarının çeşitlenmesi ve veri ve reklamın oynadığı rolün merkezi olmaktan çıkması. 2021’in ilk çeyreğinde, Facebook’un toplam gelirinin %97.2’si reklamdan geliyordu. Metaevren, donanımından oyunlara, hizmetlere ve içeriğe kadar daha geniş bir gelir akışına sahip. Meta abonelik üzerinden içerik sunmaya başlayabilir, sanal mülk ve deneyimler satabilir ve diğer şirketleri para karşılığı dünyasına alabilir. Veri-reklam akışı devam edecek ama daha geniş bir varlık portföyünün bir parçası olacak.

Tek bir hizmet sunan platform şirketleri muhtemelen artık bağlı dünyada bir dizi hizmet sunacak şekilde dallanıp budaklanacak. Metaevrenin rakip teknoloji şirketleri arasında nasıl paylaşılacağını göreceğiz. Meta’nın rakip şirketlerin metaevrenin kendi alanlarında dükkân açmalarına veya eşit zeminde onunla rekabete girmesine istekli olacağını hayal etmek güç. Ancak diğerleri de donanımın para getirdiğine dair emareler olması halinde yatırıma istekli olacaktır.

Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik teknolojilerine yapılan büyük yatırımlar aynı zamanda algoritmaları eğitmek için esnek veya düşük ücretle çalışan “mikro-işçilere” ihtiyaç duyulmasına neden olacak. Metaevreni fiziksel ve son derece gerçek bir emek sömürüsü besleyecek; sömürülenler esasen küresel güneyden işçiler olacak. Phil Jones’un  Work Without the Worker isimli eserinde belirttiği gibi, “otomasyonun gizli meskeni” aslında “yoksullaşma veya yasa zoruyla Google, Facebook ve Amazon gibi şirketlerin otomatik öğrenme sistemini destekleyen küresel ölçekte dağınık göçmenler, gecekondu sakinleri ve meslek zayiatları olacak.”

Kurumsal Aşırı Yükleme

Metaverse toplumsal sorunlar karşısında sorumluluk üstlenerek mi inşa edilecek? Elbette hayır. Meta’ya nasıl kar getirecekse öyle inşa edilecek. Şirket görülmemiş bir hızla para basarken ortaya çıkan sorunlar da arada halkla ilişkiler meselesi olarak ele alınacak. Hem bu dünyanın dijital altyapısına hem de bütün bir metaevrene sahipken bir iki idarecinin kafa ütülemesinden kime ne?

Zuckerberg’in “metaevreni” kullanıcıların bir şirkete ait alandan başka bir şirkete ait alana öylece geçiş yaptığı bir dünya. Facebook’un kurucusu bu son parlak fikrinin toplumsal sorunlara hassas bir biçimde başkalarıyla ortaklık içerisinde inşa edileceği konusunda kamuyu temin etti.  Ancak içeriden bilgiler sızdıran Frances Haugen’ın ifşa ettiği suistimale dair kanıtlar çığ olmuşken, Zuckerberg’in en yakın müttefiklerinin bile bu çarpıtmaya inanması güç.


Jacobin’de yayınlanan yazıyı Öznur Karakaş çevirdi.

Exit mobile version