Totaliter Dostluk: Carl Schmitt Çağdaş Çin’de

Son birkaç yıldır Alman hukukçu Carl Schmitt’in çalışmaları Çin’de tam anlamıyla bir bomba etkisi yarattı. Floria Sapio, Schmitt’in “2000’li yıllardan bu yana anakara Çinli akademisyenler arasında muazzam bir geçerliliğe sahip olduğunu”[1] belirtiyor. Schmitt’in düşüncesine yönelik ilgi Batılı akademisyenler arasında son zamanlarda yeniden canlanmış olsa da[2] Schmitt halen öncelikle siyaset teorisi üzerine aforizma niteliğindeki (ve büyük ölçüde çevrilmemiş) metinleri ve Nazi Partisi ile olan kötü şöhretli ilişkisi ile tanınmaktadır. Yine de bu ezoterik ve tartışmalı düşünürün Çin akademisinde dikkate alınmasının nedeni bir muamma değildir: Carl Schmitt liberalizm karşıtı bir siyaset filozofuydu. Liberalizmin “bir toplumun siyasi varlığının altını oyma eğiliminde” olduğuna inanıyordu çünkü böyle bir ideoloji üzerine kurulu bir devlet “[vatandaşları] dış düşmanlardan koruma gücünden yoksun olacaktır.”[3]

Schmitt’e göre ihtiyaç duyulan şey “devletin birliğini savunma kapasitesine sahip … güçlü bir devlettir.”[4] Schmitt’in argümanı çok daha ayrıntılı olsa da Çin’deki çalışmalarına olan ilgiyi artıran, Schmitt’in Batı siyasi kültürü, yönetimi ve ideolojisinde somutlaşan liberalizme olan düşmanlığıdır; zira “[Çinliler] artık liberal düşüncenin… bugün Çin yaşamının dinamiklerini anlamalarına yardımcı olmadığını ya da gelecek için bir model sunmadığını düşünüyorlar.”[5] Mark Lillia’nın Çinli akademisyenler ve öğrencilerle yaptığı görüşmelerde, “siyasi yelpazenin genelinde… Çin’in daha zayıf değil daha güçlü bir devlete ihtiyacı olduğu”[6] yönünde yaygın bir istek bulunuyor. Liberalizm buna bir cevap veremiyor.

Schmitt’in liberalizmin krizine ilişkin analizi bu nedenle sadece mevcut ÇKP (Çin Komünist Partisi) tek parti yönetimini meşrulaştırmaya yardımcı olan ideolojik bir araç değil, aynı zamanda “Çin siyasi eylemliliğinin yeni biçimlerini Batı karşıtı bir değer söylemi üzerine temellendirme”[7] girişimidir. Şi Cinping şu anda “komünist ideolojiyi Çin’in istisnacılığının canlı bir siperi olarak canlandırmaya, vatandaşlarını Batılı demokratik fikirlere karşı aşılamaya”[8] çalışıyor. Yönelim olarak sosyalist olmasa da Schmitt’in düşüncesi Şi’nin genel ideolojik amaçlarına oldukça benzemektedir. Bu nedenle, Schmitt’in siyasi teorilerinin tek parti yönetimini meşrulaştırmaya yardımcı olabilmesi “Çin’in ‘Schmittçi’ söyleminin… moda olmasını ve kazançlı hale gelmesini sağlamıştır.”[9] Schmitt’in Çin’deki önemi yalnızca akademik değil, aynı zamanda sosyo-politik ve jeopolitiktir.

Bu makalenin amacı, çağdaş Çinli akademisyenlerin ÇKP yönetimini meşrulaştırmak ve liberal olmayan, Batı karşıtı bir ideoloji inşa etmek için Schmitt’in düşüncesini nasıl aldıklarını ve kullandıklarını incelemektir. İlk olarak, Schmitt’in siyasi düşüncesini ve liberalizm eleştirisini kısaca açıklayacağım. İkinci olarak, onun düşüncesinin Çinli akademisyenler tarafından yapılan son yorumlarını gözden geçireceğim. Son olarak, Schmitt’in teorilerinin ÇKP yönetimini meşrulaştırmak için hangi yollarla kullanılabileceğine bakacağım.

Carl Schmitt’in Siyasi Düşüncesi

Schmitt’in düşüncesinin en alakalı ve etkili üç yönü, siyasal olanın tanımı (“dost/düşman ayrımı” olarak da bilinir), istisna durumu ve homojenlik kavramıdır.

Schmitt’in siyaset anlayışı çatışma üzerine kuruludur. Schmitt tüm meşru siyasi ve hukuki teorileri, “doğası çatışmaya eğilimli olan insanları kötü”[10] olarak nitelendiren teoriler olarak görmüştür. Siyaseti (ya da daha doğrusu siyasal olanı) başlatan çatışma, “bir birleşme ya da ayrılmanın, bir birliktelik ya da ayrışmanın en yüksek yoğunluk derecesidir.”[11] Başka bir deyişle, anayasal düzenin kurulmasından sonra ya da devleti kaosa sürükleyebilecek bir olağanüstü hâl sırasında olduğu gibi, en önemli anlarında devlete karşı dost ve düşmanın ayırt edilmesidir. Sözde “dost/düşman ayrımı”, “devlet içinde husumet en yüksek yoğunluğa ulaştığında”[12] herhangi bir üyeye karşı kullanılabilir. Dost, devletle toplumsal ve siyasal yaşam biçimini paylaşan ve ona katılan kişidir; düşman ise “[devletin] somut fiziksel varlığına yönelik bir tehdittir.”[13] Liberalizm dost-düşman ayrımının, en özünde siyasetin imkânını neredeyse yok eder. Bunun yerine, siyasal bedenin içine “siyasal olanın varoluşsal yoğunluğunu yadsıyan bir tarafsızlık [yerleştirir].”[14] Liberal ideoloji “siyasi olarak birleşmiş bir ulusun yerine ‘kültürel olarak ilgili bir halkı’”[15] koyar. Schmitt’e göre, siyasal olanın alternatifi olan “depolitize liberalizm”[16], siyasal bedene yalnızca bir tekillik ve bireycilik patolojisi bulaştırır. Schmitt, anayasal düzenin ve devletin siyasi meşruiyetinin korunması için devletin “bireyin devletin düşmanıyla savaşmak için hayatını feda etmesini talep etmesi gerektiğini… [ve] savaşa girmeyi reddedemeyeceğini”[17] ilan eder. Bireylerin ya da grupların devletin emirlerine karşı direnebileceği ya da tarafsız kalabileceği inancı, “liberalizmde devletin korkunç kaderine yol açarak, iç çoğulculuğunun onun ülkesel ve egemen birliğini yok etmesine neden olur.”[18]

Olağanüstü hâl (İstisna Hali) Schmitt’in en kalıcı ve tartışmalı siyasi kavramlarından biridir. Hem Thomas Hobbes hem de John Locke’taki “ayrıcalık”[19] fikrine benzer şekilde Schmitt, hukukun olağanüstü bir durum veya kriz karşısında hukuki ve siyasi düzeni yeterince ve tam olarak savunamayacağını düşünür. Özünde hukuk tükenir. Egemen, hukukun ne zaman tükendiğine ve kriz durumunu bastırmak için hangi araçların kullanılabileceğine karar vermekle görevlidir. Schmitt’in “egemen, istisna haline karar verendir”[20] şeklindeki ünlü sözü buradan gelir. Schmitt’in Siyasal Teoloji metninde “egemen, verili bir yönetimde, hukukun tamamen askıya alınmasını sağlayabilecek ve ardından durumu normalleştirmek için hukuk dışı güç kullanabilecek [herhangi] bir kişi veya kurum olabilir”[21] dese de, Schmitt’in gerçekten bir diktatörün konumunun ne olduğu hakkında düşündüğü sonucuna varmak oldukça mantıklıdır. Schupmann, Schmitt’in diktatörlüğü kriz anlarında “siyasi düzenin temelindeki siyasi statüyü gerçekleştirmek ve savunmakla yükümlü bir kurum olarak tasarladığı”[22] konusunda oldukça nettir. Dolayısıyla, egemen diktatör bir krizin ne zaman ortaya çıkacağına ve bu krizin nedenini ve/veya krizin kendisini ortadan kaldırmak için hangi önlemlerin alınması gerektiğine karar verir. Schmitt’e göre, bir kriz anında hukuka, bireye ya da siyasi bir sistemde etik ve ahlaki kavramlara öncelik vermek (bunların hepsi liberal bir yönetimin doğasında vardır) devletin sonu olacaktır. Schmitt açıkça “kural hiçbir şeyi göstermez; istisna her şeyi ortaya koyar”[23] demektedir. Bu nedenle, egemen diktatör, acil bir durumu çözme konusundaki birincil zorunluluğunu sınırlayacak hiçbir kural veya inanca bağlı değildir.

Schmitt, siyasi ve istisna halinden yola çıkarak, homojenliği devletin kalıcı düzeni için gerekli bir özellik olarak görmektedir. Hukukçu, “bir halkın bir devlette siyasi varlığını sürdürebilmesi için belli bir birlik, bir homojenlik…”[24] olması gerektiğini savunur. Siyasi düzenin “dostları”, diktatör hükümdar tarafından tanımlanan istisna anlarında, “siyasi projeyi hayatları pahasına savunmaya hazırdırlar… bu tam bir birlik yaratır.”[25] Homojenliğin olmadığı bir devlet, “radikal biçimde çatışan değerlere sahip… [hepsi] biçimsel yasallık araçlarıyla siyasi iktidar için rekabet eden”[26] dostlar, düşmanlar ve kayıtsız kişilerden oluşan bir devlettir. Dolayısıyla homojenlik, tüm vatandaşların devlete dost olduğu bir statüdür. Kriz yeniden ortaya çıktığında, devlet halkın tüm üretken ve fiziksel enerjisini ulusun savunulması ve düşmanın yok edilmesi amacıyla kullanmak için tamamen birleşir.

Üç Çin Yorumu

Liu Xiaofeng, Schmitt’in Mandarin diline başlıca çevirmeni olsa da, Alman filozofun en etkili çağdaş yorumcularından üçü edebiyat teorisyeni Zhang Xudong ve hukuk akademisyenleri Gao Quanxi ve Qi Zheng’dir. Her üçü de Schmitt’in siyasi düşüncesini Çin’in ve/veya ÇKP’nin Anakara içinde ve dışında meşruiyetini tesis etmeye yardımcı olacak farklı siyasi projeler için kullanmaktadır. Zhang Schmitt’i yeni bir Çin kültür politikasının inşası için, Gao Çin’de siyasi liberalizmin olgunlaşması için ve Qi demokrasiye geçiş için teorik bir temel olarak kullanmaktadır.

Zhang’ın Schmitt yorumu, Çin’in Batılı evrenselci liberalizmin sömürgeci ve uygun olmayan paradigmasından tamamen ayrılmasına izin vermektedir. Teorisyen, Çin’in “bilim, demokrasi ve özgürlük gibi Batılı evrensel değerlerle sınırlandırılmış bir [siyasi] alanda”[27] Çin için organik ve özel bir kültürel siyaset inşa etmesinin imkânsız olduğuna inanmaktadır, çünkü Çin kültürel kimliği “genellikle [Batılı söylemde] aşağı bir biçim olarak görünür.”[28] Zhang’ın Çin kültür politikası, “kendi kendine yeten ve Batı modernitesi tarafından sınırlandırılmayan Çin öznelliğinin”[29] yeniden onaylanmasıdır. Bu kültürel politikanın ana içeriği Schmittçi homojenliktir. Zhang’a göre, Batılı piyasa değerleri ve siyasi liberalizm “Çin’de gerçek toplumsal eşitlik idealinin… [gerçekleşmesini] imkânsız kılmaktadır.”[30] Bu sosyal eşitlik, vatandaşların devletle ilişkilerinde homojen bir karakterin oluşturulması ve hizalanmasıyla gerçekleşir. Zhang, Çin’in ancak Çin Komünist Partisi’nin yönetim liderliği sayesinde bu eşitlikçi vizyonu geliştirebildiği sonucuna varmaktadır. Birincisi, ÇKP’nin siyasi ve ideolojik çerçevesinin liberal düşünceden etkilenmemiş olmasıdır. İkincisi, Zhang’ın Schmitt ve Georg Lukacs’ın düşüncelerini harmanlayarak ÇKP’yi “toplumun bütünlüğüne dair bilgisi temelinde… tüm proletaryanın çıkarlarını temsil eden”[31] bir kurum olarak görür. ÇKP’nin topluma dair bilgisi ve geniş devlet aygıtı gücü, ona sadece dost/düşman ayrımında siyaset yapma değil, daha da önemlisi “ulusun siyasi iradesini oluşturma ve… çağdaş Çin’in devlet biçimini kurma”[32] yeteneği vermektedir. Dolayısıyla Zhang’a göre, Çin’in bağlamsal varoluşunun kültürel öznelliğine dayanan karşı-evrenselcilik (counter-universalism) ÇKP’nin otoritesine ve temsiline dayanmalıdır. Partinin Çin vatandaşlarını temsil etmesi olmadan ya liberalizm belası ya da hiyerarşik otoriterlik Çin’in eşsiz ve güçlü siyasi kültürüne bulaşacaktır.

Benzer bir Batı’dan ayrışma hedefiyle Gao Quanxi, Çin liberalizminin siyasi olgunlaşmasını ve reformunu teşvik etmek için Schmittçi kavramları kullanmaktadır. Gao’nun “Çin’in geleceğini… Liberal erdemler temelinde tasavvur eden”[33] bir liberal olduğu düşünüldüğünde Schmitt’i kullanması gariptir. Aslında Schmittçi bir akademisyen Gao’yu bir savunucudan ziyade Schmitt’in genel siyasi paradigmasının bir eleştirmeni olarak görmektedir.[34] Gao’nun Schmitt’e, özellikle de Schmitt’in çalışmalarında ve yaşamında faşizmle olan ilişkisine yönelik meşru eleştirileri olduğu doğru olsa da bu durum Gao’nun Schmitt’in teorileriyle ilgilenmesine ve onlardan faydalanmasına engel olmamıştır. Çünkü çok yönlü bir siyasi liberalizm “siyasi düşüncenin görünüşte çelişkili unsurlarını uzlaştırabilmelidir.”[35] Gao’ya göre günümüz Çin’i ve Çin liberalizmi, “ideal ulus-devletin giderek daha fazla sorgulandığı bir dönemde liberal demokratik bir anayasal devlet kurma baskısı altındadır.”[36]

Gao’ya göre Çin bu nedenle bir geçiş aşamasındadır. Henüz liberalizmde değil ve otoriterlikten tamamen kurtulmuş da değil, ancak liberalizmin filizlenmesi ve ideolojik kavramları kamusal ve siyasi söylemin içindedir. Ancak bu geçiş aynı zamanda Çin’i “aynı anda hem istisnai hem de normal siyasetin talepleriyle yüzleştiği”[37] bir duruma sokmaktadır. Gao, liberalizmin kritik bir zayıflığını “istisnai [ve geçiş] siyasetini idare edememesi”[38] olarak tanımlar. Gao’ya göre Modern Çin liberalizmi, bu geçiş aşamasını ve Çin’in kendine özgü bağlamsal siyasi çıkmazını yeterince anlamadığı için son derece naiftir. Çinli liberaller ve hukuk akademisyenleri bu nedenle “Çin için uygun olmadığı açık olan çürümüş (Anglo Amerikan) liberal teoriyi”[39] okumayı bırakmalı ve bunun yerine Schmitt’i okumalıdır. Gao’nun umudu, reforme edilmiş bir liberalizmin, geçiş dönemi devletiyle başa çıkabilecek ve çağdaş Çin’de uygun bir milliyetçilik, siyasi eylemlilik ve anayasacılık anlayışını etkili bir şekilde ifade edebilecek “istisnai bir liberal siyaset”[40] olacağıdır. Liberal sistem, “öncelikle bu gerçeklerle yüzleşmek gerekliliğini farkına varmadan”[41] kurulamaz … ve bu [geçiş] siyasetinin gerçekleriyle yüzleşmeyi gerektirir. Gao’ya göre Schmitt, Çin’deki çağdaş siyasi varoluşun teorik temelini ve mevcut geçiş durumundan liberal anayasalcılığa giden yolu en iyi şekilde kavramsallaştırmanın bir yolunu sunmaktadır. Bu nedenle Schmitt’in teorileri, liberalizmle, yani “1990’ların sonundaki Çin söyleminde temsil edilen liberalizmle açıkça çelişse bile”[42] bu, Çin’in liberalizme gerçekten ulaşabilmesinin birincil yoludur.

Gao liberalizmi Çin’in çağdaş siyasi dinamiklerini kavrayabilecek şekilde olgunlaştırmak isterken, Qi Zheng Schmitt’in teorilerinin Çin’de demokratik bir devlete geçiş için bir temel oluşturduğunu düşünür. Schmitt’in siyasi, istisna hali ve homojenlik teorilerini sentezleyen Qi, Schmitt’in siyasi düşüncesinin “devlet içindeki temel bir siyasi kopuşla ilgili siyasi faaliyetlere atıfta bulunan geçiş siyasetine indirgenebileceğini”[43] söyler. Bu kırılma, “kurucu ve koruyucu an”[44] olmak üzere iki an içerir. Kurucu an, “yeni bir siyasi formun kurulduğu” ve koruyucu an ise “yeni siyasi düzenin bir düşman tarafından tehdit altında olduğu”[45] andır. Qi’ye göre Schmitt kurucu anı “siyasi varoluşunun ortak siyasi bilincine sahip bir siyasi kolektif”[46] tarafından bir devletin/anayasanın yaratılması olarak görmektedir. Qi’ye göre koruma anı, Schmitt’in teorisinde “siyasi gerilimin radikalleşmesi ve… düzensizlik ve siyasi şiddetin anlık olasılığı”[47] olan aşırı bir olağanüstü hâl varyasyonudur. İster bir iç savaş, isterse yeni örgütlenmiş bir devletin ganimetlerini toplamayı uman yabancı güçlerin istilası olsun, koruma anı egemenin gücünün tam ifadesini ve halkın dostluğunu talep eder. Bu Schmittçi çerçeveye dayanarak, Çin için demokrasiye geçiş mümkündür, ancak bu sadece “devlet içinde halk tarafından devrim” şeklinde olabilir.

Qi, halk devrimini demokrasiye geçiş için en olası araç olarak görmektedir, çünkü aşağıdan yukarıya yaklaşımı nedeniyle anında halk meşruiyeti sağlar ve kurumsal çöküş ön koşuluna dayanmadığı için gerçekleşme olasılığı daha yüksektir. Devrim, ortak bir bilince sahip siyasi kolektivite tarafından yönetilir ve devrimci şiddet ve ayaklanma yoluyla “siyasi taahhüdü oluşturur ve kuruluş anında en temel siyasi kararı verir.”[48] Demokrasiye giden barışçıl ya da uzlaşmacı yollar, yeni bir yönetimin kurulması için gereken siyasi dostluğu tesis etmez. Ancak devrimci aşamada dost ve düşmanı belirleme süreci sayesinde, ne kadar acımasız olursa olsun, kuruluş anı başarılı olur. 

Geçiş ve kuruluş anından sonra Qi’nin “olağan demokratik siyaset” dediği şey gelir. Qi, metni boyunca Schmitt’in liberalizmle ilgili endişelerinin demokrasiyi tamamen kapsamadığından emin olur. Demokrasinin “her zaman [dost/düşman] ayrımı yapma ve homojenlik oluşturma ilkesine dayandığını”[49] savunur. Bu nedenle Schmittçi Demokrasi, sürekli olarak istisna durumuna girmeden “siyasi olarak tehdit edici heterojenliğin ortadan kaldırılması veya yok edilmesi” için bir araç sağladığından, homojenliğin kurulması için meşrulaştırıcı bir güçtür.[50] Böylece demokrasi, koruyucu bir moment olarak siyasi bir mekanizma sağlar. Ancak Qi, devrimden sonra her zaman demokratik düzeni canlı tutacak bir koruma anının gerekli olacağını açıkça ortaya koymaktadır (İstisna Hâli gibi). Dolayısıyla demokratik bir Çin, liberal demokratik bir Çin olmayacaktır. Devlete kayıtsız veya düşman olanların haklarına saygı göstermeyen ve “bireylerin… devletin çıkarlarını öncelik haline getirmelerini”[51] gerektiren güçlü bir devlet demokrasisi olacaktır. Dolayısıyla Qi’nin Schmittçi Demokrasisi, devletin birleştirilmesi için tüm siyasi ve sosyal araçları kullanan silahlandırılmış bir demokrasidir. ÇKP tarafından yeni bir devrimci hareket olsun ya da olmasın, Schmittçi demokrasi Qi’nin Çin’de var olan her türlü yönetimi etkili bir şekilde meşrulaştırdığına inandığı siyasi bir güçtür.

İster yeni sömürgecilik ister liberalizm ister demokrasi olsun, Schmitt’in fikirlerinin gerekçelendirebildiği yönetim sistemleri ve yapılarının çokluğu, Çin’de onun düşüncesiyle aktif bir şekilde ilgilenildiğinin bir kanıtıdır. Tüm bu özel kullanımlar, Schmitt’in fikirlerinin Çin’de köklü bir siyasi reform veya ideolojik yeniden formülasyon başlatmak için pek çok entelektüel için elzem olduğunu göstermektedir. Bir anlamda bu durum, ÇKP’nin kendi meşruiyetini desteklemek için kullandığı mevcut yöntemlere karşı genel bir memnuniyetsizliğe işaret ediyor olabilir. Schmitt’in Çin’deki yaygın entelektüel sermayesi ile Schmitt’in bu özgün yorumları, ÇKP veya diğer Çinli siyasi hareketler tarafından benimsenen yeni yaygın meşruiyet ve egemenlik ifadeleri için katalizör olabilir.

Schmitt ve Çin Komünist Partisi

Çin şu anda milliyetçi bir gençliğe ve halk arasında artan sosyal hoşnutsuzluğa sahiptir. Son birkaç yıldır ÇKP rejimi, Şi Cinping’in kişilik kültü etrafında[52] Marksizm unsurları içeren milliyetçi bir Konfüçyüsçü ideolojiyi teşvik etmektedir. Ancak, azalan ekonomik büyüme karşısında, rejimin mevcut performans meşruiyetinin kaybolması halinde bu ideolojik karmaşanın yeterli olup olmayacağı merak ediliyor. Şu anda Çinli gençler “ulusal çıkar arayışını uluslararası ilişkilerin nihai hedefi” olarak görmektedir ki bu da “1980’lerin sonundaki [gençliğin] eleştirel olmayan enternasyonalizm”[53] ile arasındaki belirgin bir farktır. ÇKP sürekli müfredat reformu veya Çin başkanını yücelten “havalı” online web siteleri oluşturmak gibi bir dizi “devlet girişimi” ortaya koymuş olsa da bunlar gençliğin hayal kırıklığı ve gelecekteki rejim meşruiyeti sorunlarını tam olarak ele almayan yanlış yönlendirilmiş girişimler gibi görünmektedir. Genç işsizliği, şiddet içeren protestolar (ya da protestolara verilen şiddet içeren tepkiler), nihilist materyalizm ve suç gibi toplumsal huzursuzluklarla birleşen ÇKP’nin, performatif-ekonomik bir yönü olsun ya da olmasın meşruiyeti teşvik edebilecek bir ideolojiye ihtiyacı vardır. Carl Minzner’in de belirttiği gibi, Pekin’in “halkın öfke patlamalarına yanıt verme konusundaki zayıf çabaları, Çin’in kurum ve normlarının altını sürekli olarak oymaktadır.”[54]

Schmitt’in siyasi teorisi ÇKP’nin gençlerin milliyetçi saldırganlığını ve sosyal hayal kırıklığını partinin iradesine yönlendirmek için kullanabileceği araçlar olabilir. ÇKP sadece muhalifler, etnik azınlıklar ya da ÇKP yönetimine kayıtsız kalanlar arasında dost/düşman ayrımı yapacaktır. Şi ve/veya ÇKP tarafından keyfi olarak karar verilen istisna durumuna girerek Çin, düşmanların ortadan kaldırılması ve homojenliğin başlatılmasıyla ulusal yüceltme vaadiyle milliyetçi gençleri bir araya getirebilir. Düşman ortadan kaldırıldığında ya da susturulup korkuyla boyun eğdirildiğinde, ÇKP etrafındaki siyasi iradenin homojenliği tamamlanmış olur. ÇKP hiçbir şekilde meşruiyetini kaybedemez ama herhangi bir muhalefet ya da kayıtsızlık fırsatında egemen istisna ilan edebilir ve heterojenlik tehdidi ortadan kalkar. Farklılaşma aynı zamanda Çinli gençlere materyalizme ya da muğlak Post-Maoist sosyalizme değil, ÇKP’nin totalleştirici temsili iradesi etrafında devletin sürekli birliğine dair sağlam bir inanç sağlayabilir. Schmitt’in açıkça belirttiği gibi, “yaşamın değeri akıl yürütmeden kaynaklanmaz; insanların savaşmak için mitlerden ilham aldığı bir [olağanüstü] durumda ortaya çıkar.”[55] Sürekli çatışma ve düşmanın ortadan kaldırılması için tüm halkların tam olarak kullanılması ÇKP’ye kalıcı bir meşruiyet aracı sağlar. 

Mevcut ÇKP’nin sürekli çatışma yerine barış istediği ileri sürülebilirse de barışçıl bir Schmittçi meşruiyete sahip olmanın iki yolu vardır. Birincisi, istisna halinin bütünsel bir an olması gerekmez, düşmanın tam olarak tespit edildiği ve ortadan kaldırıldığı bireyselleştirilmiş olaylar olması gerekir. ÇKP’nin sahip olduğu geniş teknolojik aygıt ile istisna hali tek bir çevrimiçi gönderiye kadar tespit edilebilir. Egemen’in gerekli olduğunu düşündüğü her türlü hukuk dışı aracı kullanarak düşmanı ortadan kaldırmadan bir saat bile geçmeyebilir. İkincisi, ister polis şiddetiyle sonuçlanan protestolar olsun, ister okul çocuklarını bıçakla katletmeye çalışan sanrılı adamlar olsun, Çin toplumunda zaten her gün büyük miktarda öfke, düşmanlık ve çatışma yaşanıyor. Siyaset, vatandaşlara devlete ya da okul çocuklarına değil, siyasi (ve muhtemelen sosyokültürel) yaşam tarzlarını yok etmek isteyenlere karşı saldırganlık gösterme fırsatı veriyor. Dolayısıyla ÇKP’nin dostları için, yani önemli olanlar için barış vardır. Maoist vizyona ihanet eden kapitalist yol bürokrasisini ortadan kaldırmaya yönelik bir araç olarak aşağıdan yukarıya saldırganlığı teşvik eden Kültür Devrimi’nin aksine, Schmittçi yaklaşım, devletin partinin iradesine tam uyumunu amaçlayan günlük yaşamın yukarıdan aşağıya devrimidir.

Çin’in meşruiyet sorununa yönelik Schmittçi çözüm(ler), ister Çinli akademisyenlerin kendilerinden gelsin ister yukarıdaki varsayımsal olsun, batılı, liberal demokratik kulaklara oldukça tatsız gelmektedir. Schmitt’in teorileri birçok bağlamda faşizm, postkolonyal milliyetçilik ve keyfi diktatörlük şiddeti için en kötü gerekçeler gibi gelebilir. Ancak milyonlarca Çinli için Schmitt’in fikirleri Çin’de her geçen gün daha fazla insana oldukça ikna edici gelmeye başlıyor. Schmitt “entelektüel tartışmaların merkezinde… partizan eğilimleri ne olursa olsun herkes tarafından okunuyor.”[56] Schmitt’in Çin vatandaşları, hukukçuları ve entelektüelleri tarafından hangi araçlarla kullanıldığını ve kullanılabileceğini anlamadan, Çin’deki akademisyenler çağdaş ideolojik manzaranın tam bir resmine sahip olamazlar. Liberal demokrasi gelişmiş dünyada siyasi ifade üzerindeki hegemonik hakimiyetini yavaş yavaş kaybederken, Schmitt’in fikirleri ve Çin içinde ve dışında kabul görmesi her zamankinden daha önemli hale geliyor.


InquiriesJournal’da yayınlanan bu yazıyı Ali Tacar çevirdi.



Kaynakça

Bluhm, Harold. “Three Strategies for Criticizing Liberalism and Their Continued Relevance.” Carl Schmitt and Leo Strauss in the Chinese-Speaking World, edited by Kai Marchel and Carl K.Y. Shaw, Lexington Books, 2017, pp. 17-36.

Hobbes, Thomas. Leviathan. Penguin Books, 1987.

Kroll, Charlotte. “Reading the Temperature Curve: Sinophone Schmitt-fever in Context and Perspective.” Carl Schmitt and Leo Strauss in the Chinese-Speaking World, edited by Kai Marchel and Carl K.Y. Shaw, Lexington Books, 2017, pp. 103-19.

Lilla, Mark. “Reading Strauss in Beijing.” The New Republic, 16 Dec. 2018, newrepublic.com/article/79747/reading-leo-strauss-in-beijing-china-marx. Accessed 10 Nov. 2018.

Lind, Michael. “Carl Schmitt’s War on Liberalism.” The National Interest, 23 Apr. 2015, nationalinterest.org/feature/carl-schmitt%E2%80%99s-war-liberalism-12704?page=0%2C2. Accessed 10 Nov. 2018.

Locke, John. “The Second Treatise on Government.” The Second Treatise of Government and A Letter Concerning Toleration, edited by Tom Crawford, Dover Publications, 2002, pp. 1-112.

Lukacs, Georg. Lenin: A Study in the Unity of His Thought. Translated by Nicholas Jacobs. New Left Books, 1977.

MacFarquhar, Roderick. “Does Mao Still Matter.” The China Questions: Critical Insights into a Rising Power, edited by Jennifer Rudolph and Michael Szonyi, Harvard University Press, 2018, pp. 26-32.

Minzner, Carl. End of an Era: How China’s Authoritarian Revival is Undermining Its Rise. Oxford University Press, 2018.

Qi, Zhang. Carl Schmitt, Mao Zedong, and the Politics of Transition. Palgrave Macmillan, 2016.

Rosen, Stanley. “Chinese Youth and State-Society Relations.” Chinese Politics: State, Society and the Market, edited by Peter Gries and Stanley Rosen, Routledge, 2010, pp. 160-78.

Sapio, Floria. “Carl Schmitt in China.” The China Story, Australian Centre on China and the World, 7 Oct. 2015, www.thechinastory.org/2015/10/carl-schmitt-in-china/. Accessed 10 Nov. 2018.

Schmitt, Carl. The Concept of the Political. Translated by George Schwab., University of Chicago Press, 1996.

–. “The Liberal Rule of Law.” Weimar: A Jurisprudence of Crisis, edited by Arthur J. Jacobson and Bernhard Schlink. Translated by Belinda Cooper. University of California Press, 2000, pp. 294-299.

–. Political Theology: Four Chapters on the Concept of Sovereignty. Translated by George Schwab., University of Chicago Press, 1985.

Schupmann, Benjamin A. Carl Schmitt’s State and Constitutional Theory. Oxford University Press, 2017.

Shaw, Carl K.Y. “Toward a Radical Critique of Liberalism: Carl Schmitt and Leo Strauss in Contemporary Chinese Discourses.” Carl Schmitt and Leo Strauss in the Chinese-Speaking World, edited by Kai Marchel and Carl K.Y. Shaw, Lexington Books, 2017, pp. 37-57.

Vinx, Lars, “Carl Schmitt”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy (Spring 2016 Edition), Edward N. Zalta (ed.).

https://plato.stanford.edu/archives/spr2016/entries/schmitt/



[1] Sapio, “Carl Schmitt in China.”

[2]  The interest is expressed in a variety of different academic and politics contexts, “Schmitt’s reputation as a major thinker endures, sometimes in surprising quarters. American law professors wrestle with Schmitt’s theories about constitutionalism and power, while the Western Left is impressed by his denunciation of liberal globalism as a mask for Anglo-American and capitalist imperialism.” Lind, “Carl Schmitt’s War on Liberalism.”
Bu ilgi farklı akademik ve siyasal bağlamlarda kendisini göstermiştir. “Schmitt’in şaşırtıcı çevrelerde bile hala büyük bir düşünür olarak kabul edilir. Amerikan hukuk profesörleri Schmitt’in meşrutiyet ve iktidarla ilgili teorileriyle cebelleşirken Batılı Sol ise, Schmitt’in Anglo-Amerikan ve kapitalist emperyalizmin bir maskesi olarak gördüğü liberal küreselciliği yermesinden etkilenmiştir.” Lind “Carl Schmitt’s War on Liberalism.”

[3] Vinx, “Carl Schmitt”

[4] Qi, p. 20.

[5] Lilla, “Reading Strauss in Beijing.”

[6] Ibid.

[7] Marchal and Shaw, p. 10.

[8] MacFarquhar, “Does Mao Still Matter?” p. 30.

[9] Sapio, “Carl Schmitt in China.”

[10]  Bluhm, p. 26.

[11] Schmitt, The Concept of the Political, p. 26.

[12] Qi, p. 75.

[13] Ibid, p 76.

[14]  Shaw, 41.

[15] Ibid.

[16] Schmitt gerçek “liberal siyaset” diye bir şey olmadığını sadece siyasetin liberal eleştirisi olduğunu iddia eder. The Concept of the Political, p. 70.

[17] Qi, p. 65.

[18] Ibid.

[19] Hobbes, Leviathan, p. 232-233. Locke, Second Treatise on Government, p. 74-78.

[20] Vinx, “Carl Schmitt”

[21]  Ibid.

[22]  Schupmann, Carl Schmitt’s State and Constitutional Theory, p. 153.

[23] Schmitt, Political Theology, p. 15. Yine de egemen, “[anayasada] köklü siyasal kararları değiştiremez” çünkü Schmitt’in halkın anayasa-yapma yetkilerine dair teorisine göre, “sadece halk, temel siyasi kararı değiştirme gücüne ve siyasi iradesine sahiptir.” Qi, p. 3.

[24] Schmitt, “The Liberal Rule of Law,” p. 297.

[25] Qi, p. 79.

[26] Ibid, p. 81.

[27] Shaw, p. 44.

[28] Ibid.

[29] Ibid p. 46.

[30]  Ibid.

[31] Lukacs, 1977, p. 34.

[32] Shaw’dan alıntı, p. 46.

[33] Kroll, p. 115

[34] Qi, p. 14.

[35] Kroll, p. 115

[36] Ibid.

[37] Ibid, p. 116.

[38] Ibid.

[39] Ibid.

[40] Adı geçen eserden alıntı, p.117

[41] Ibid, p. 116.

[42] Ibid, p. 117.

[43] Qi, p. 2.

[44] Ibid, p. 3

[45] Qi, p. 3

[46] Ibid, p. 2.

[47] Ibid, p. 3.

[48]  Ibid, pp. 134-5.

[49] Ibid, p. 85.

[50] Ibid.

[51] Ibid, p. 135.

[52] Minzner, p. 138.

[53] Rosen, p.161.

[54] Minzner, p. 95

[55] Lind, “Carl Schmitt’s War on Liberalism.”

[56] Lilla, “Reading Strauss in Beijing.”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Son Yazılar

Seçimin Siyasallığında Gezi’nin 10. Yılına Ses Vermek

Siyaset sanatı, siyasal olanı ortadan kaldırma sanatından ibarettir. Ranciere bu sözüyle siyaseti cemaatleri yönetme...

Gecenin Sonuna Yolculuk: Kirli Bir Kahkaha

Romanın Üslubu: Üçüncü Mevkicilik Romanda insanlık durumlarına karşı, parlak gözlemlerin arasına sıvışmış, tasvirlerin karanlık...

Marx’ın Transandantal Şiiri [I]

Uğur(’)a Giriş Transandantal kavramının felsefede daha önce Duns Scotus’ta kullanıldığını biliyoruz,...

Dünyanın Yeni Aklı: Tinsel ve Sportif Kendilik

Günümüzde yeni bir etik anlayışı var: girişimci etiği. Nicolas Rose bu girişimin ilkelerini şöyle sıralar: “enerji, inisiyatif,...

Jung’un Kırbacı

Carl Gustav Jung’a göre doğa hali içinde yaşam süren “ilkel” insanın, modern Avrupalı bireylerden farklı olarak, alışkın...

Beyinde Beden-Zihin Ağı Keşfedildi

Yeni bir araştırmaya göre; beyinde hareketi kontrol eden bölgeler, düşünceyi ve planlamayı düzenleyen ağlara gömülü olup kan...

En Çok Okunanlar

Covid-19: Gerekçesiz Bir Acil Durumun Yarattığı İstisna Hali

Varsayımsal bir koronavirüs salgınına karşı alınan hummalı, irrasyonel ve...

İşe Yaramaz

Gençliğimden bu yana ara ara nükseden depresyondan muzdaribim. Bu...

Žižek: Koronavirüsü Karar Vermeye Zorluyor: Ya Küresel Komünizm Ya Orman Kanunları

Koronavirüsü paniği yayıldıkça, artık nihai bir seçim yapmamız gerekiyor:...

Bunları da beğenebilirsinHep güncel
Popüler